Elizabeth sessizce içeriye süzüldü.Üç Süpürge neredeyse bomboştu.Masalardan birisine geçerek etrafı süzdü.Gözlerini garsona dikerek fısıldama gibi bir sesle:
"Kaymak Birası..."
dedi.Güneşten gelen ışık hûzmeleri gözüne girer gibi oluyordu. Gözlerini cam kenarından çekti gözleri kamaşmıştı.Bu şirin mekâna Hogwarts açılmadan bir daha gelebilmek tek temennisiydi... Pek şirin değildi aslında ama arkadaşlarıyla Çatlak Kazan'dan sonra geldikleri sık mekanlardan birisiydi burası...Hogwarts'tan mektup geldiğinde ne kadar da mutluydu hala öyleydi.Ama içinde küçük bir acı da yok değildi.Malikaneden çıkarken bunları düşünüyordu garsonun masaya kaydığı kaymak birasında bir yudum alarak
"Teşekkürler..."
diye mırıldandı.Birayı masaya bırakarak diğer masalara göz gezdirdi.Bugün Diagon Yolu'na gidip Hogwarts için gerekli malzemleri almıştı.En güzellerini aldırtmıştı.Kaymak Birası'ndan biraz daha aldıktan sonra:
"Acaba hangi binaya seçilicem?"
diye mırıldandı.Ya Slytherine girersem düşüncesi aklındaydı hep pek sanmıyordu ailesinin çoğu Gryffinmdor'daydı.Yüzünde küçük bir gülümseme belirdi.Hogwarts'tan gelenler her yıl ona orayı anlatırdı şimdi sıra ondaydı.Jenny'i bulmalıydı aklına takılan bir kaç soru vardı.Kaymak Birasının son yudumunu da içtikten sonra masaya bir kaç galleon bırakıp Üç Süpürge'den ayrıldı...