Okul açılış partisi.

Tom balo salonuna girdi. Üzerinde şık bir smokin vardı. İçeride bir kişi vardı. Ama tanımıyordu onu. Bu kadar zaman geçmesine rağmen çok kimse ile tanışmamıştı. Öğretmenlere ayrılan masaya gitti. Bir sandalyeye oturdu. Önünde bulunan balkabağı suyundan aldı bardağına. Bir yudum içti.

Tom bir şeyler yerken içeriye Hilary girmişti. İlk önce tanımadığı kızın yanına gitti. Tom onları dinlerken o kızın müdüre olduğunu öğrendi. Sonra ona döndü Hilary :

- Mehaba Tom. Nasılsın dedi.

Tom ağzındaki lokmayı bitirdi. Hilary e cevap verdi:

- Meraba Hilary. İyiyim dedi. Sonra tanımadığı kıza dönerek :

-Demek hogwarts müdüresisiniz. Tanışma fırsatımız olmadı. Adım Tom Coary. Sihir Tarihi Profesörüyüm. dedi.

Lily baloya gelen profesörlere gülümsedi daha sonra profesörler masasına gitti ve gelenlerle konuşmaya başladı.

-"Merhaba ben Hilary. Burayı siz organize etmiş olmalısınız gerçekten harika görünüyor" dedi Hilary.''Teşekkür ederim yorucuydu ama süper oldu''dedi.''Bu arada nasılsınız?''dedi.

Lily hogwarts müdiresi olduğundan dolayı çoğu profesörü tanıyordu.Bu sırada adının Tom olduğunu bildiği profesör;

- Demek hogwarts müdüresisiniz. Tanışma fırsatımız olmadı. Adım Tom Coary. Sihir Tarihi Profesörüyüm''dedi.Lily gülümsedi ''evet biliyorum bende Lily baloyu beğendinizmi''dedi.

Bu sırada müzik çalmaya başlamıştı.Sesi biraz kıstıktan sonra içeriye giren öğrencileri incelemeye başladı.

Tom cevap verdi Lily ye :

- Evet güzel olmuş. dedi. Sonra tabağına bir tavuk daha aldı. Heyecanlıydı aslında. İlk defa ders anlatan olacaktı. Gelenleri izlemeye başladı.

Serena trenden indikten sonra bütün gün odasına kapanmıştı.Eline geçen her kıyafeti denemiş saçını şekilden şekile sokmuştu.En sonunda siyah mini kabarık bir etek ve üstüne de beyaz bir bluz ve siyah pullu kısa bir ceket almıştı.Çak fazla süslenmeyi sevmiyordu.Şimdi de öyle olmasını istemişti.Sonuçta bu sadece bir açılış balosuydu.Göreceği kişiler sadece bulanıklar profesörler ve ya Slytherinliler olacaktı.Arasında en önemlisi bina arkadaşlarıydı ki onları da zaten başka yerlerde de görecekti ve o zamanda onun kadar asil olduğunu anlaşılacaktı.Zaten bu haliyle bile asildi.O her zaman asil ve güzeldi.Bu hiçbir zaman değişmedi değişmeyecekti.

SAçlarıyla ve üstü başıylao kadar uğraşmıştı ki ne birilerini görmeye vakti olmuş ne de zindanları keşfetmeye...Hazırlandığında saat daha yediydi.Biraz gezersem geç kalmama diye düşünerek odasından hemen çıkmıştı.Gelen geçenler ona bakıyordu.Bakacaklardı tabi.Başka kime bakacaklardı ki o varken?Serena pembe salınmış saçlarını sallaya salya merdivenleri indi.Son kez üstünü düzeltip Slytherin ortak salonundan çıktı.Evet şimdi keşif zamanıydı.Serena ses çıkarmak istemiyordu.Ama bir o kadar da meraklıydı.Abalarından duyduğuna göre bu zindan duvarlarında gizli geçitler vardı.Duvarların üstüne yazı varmı diye bakarak bir yandan da elini duvarlara sürerek yukarı doğru çıkmaya başladı.Tam niye burda birşeyler olmuyor diye düşünürken önüne gelen bir engelle çarpıştı.Kafasını kaldırdığında bir çift zümrüt eşili gözle karşılaştı.Gözleri aynı Slytherin renklerindeki gibi düşündü içinden Serena.Ama dışından bir şey anlaşılmaması için çocuğun gözlerinin içine bakıyor kendini sabitlemeye çalışıyordu.Çocuk ise sadece ona bakıyordu.Sonunda sessizliğe dayanamayan Serena

"Şey.. Ben özür dilerim.Balo salonuna gidiyordum da"

dedi.Ve başını tekrar eğerek hemen zindanlardan dışarı çıktı.

Serena balo salonuna vardığında sadece profesörler gelmişti.Aslında o da daha gelmiyecekti.Ama hep o çocuk yüzündendi.keişifini berbat etmişti.Salak diye süşündü Serena.Sonra sessizce piste en uzak ama bir o kadar da profesörlerin masasına yakın yere oturdu.Dans eden mutlu insanları görmek onu rahatsız ediyordu.Daha sonra profesörlerin masasına baktığında Müdire ve yardımcılarının ve birkaç profesörün gelmiş olduğunu gördü.Onlara bakarak sessizce kafasıyla selam verdi ve masasına dönüp elleriyle oynamaya başladı...